top of page

Hırs ve Azim Arasındaki Ince Çizgi

Hepimizin çocukluk yıllarında sık işittiği telkinlerin başında başarı odaklı olmamız yönündeki cümleler gelir. Fakat bu cümleler zaman zaman amacından sapar ve kişiyi başarısızlığa götürür. Kaş yapayım derken göz çıkaran yaklamşımlar vardır. Kişiyi azmettirmek yerine hırslandırmanın faydası yok zararı çoktur. Şimdi bu iki kelimin TDK anlamlarına bakalım ve azmin hırsa nasıl dönüştüğünü 2 örnek üzerinden inceleyelim.


Hırs : Bir şeye olan "aşırı, sonu gelmez istek", tutku durumunu almış istek.

Azim : Bir kimsenin bir işteki engelleri yenme istenci, istek ve kararı.


  1. "Bu kafayla gidersen ya bekçi olursun ya çöpçü. Suratına bakan olmaz."

Etkileri: Dolaylı yoldan bekçilik ve çöpçülük aşağılanır. Kişinin algısında meslek grupları ve saygınlık arasında hiyerarşi oluşur. Bu da yapılan işlerin ve başarıların insanlığın önüne geçmesine sebep olur. İleride bu işleri yapmak yerine suça karışıp yüksek gelir elde etmek arzusu bile daha cazip gelebilir. Fakat her meslek kutsaldır anlayışı ile büyütülen çocuklar, çevresiyle daha uyumlu ve hayatın iniş çıkışlarına daha hazırlıklı olurlar.


2. "Bu çocukta hırs yok hırs! Bak elalemin çocuğu nasıl okuyor. Senden ne adam olur ne madam."


Etkileri: Ağır kompleks başlangıcı yaratacak bir yaklaşımdır. Hırslanan kişiler başarılı olabilir fakat her başarılarının ardından, sürekli onaylanmak ve takdir edilmek isterler. Başkalarının başarılarını takdir etmek yerine onlardan rahatsızlık duyarlar. Çekememezlik ve aşağılık sendromu yaşam boyu motivasyonlarını düşürür ve bu durum olası başarılarını da engeller. Bu kişilerin hayatlarında sürekli kıyas vardır. İleriki yaşamlarında içten içe veya açıkça paralarını, arabalarını, evlerini, fiziksel görünümlerini ve ailerinini bile başkalarıyla kıyaslar hale gelirler. Ayrıca bu örnekte, adamlık ve başarı konuları birbirine karıştırılmıştır. Bu durum ileriki süreçte kişinin başarısız olması durumunda "özsaygısını" kaybetmesine neden olur. Sizlerinde bildiği üzere "özsaygıyı yitirmek ruhi intihardır".


Doğru telkin nedir ?

Madde 1: Doğru telkin ile bir profesörde yetiştirebilirsiniz, bir intihar bombacısıda.

Madde 2: Telkinin kelime anlamı, bir duyguyu, bir düşünceyi birinin belleğine sokma, aşılama demektir.

"Hayatta herşeyi isteyebilirsin. Fakat istemin kadar emek sarfettiğinde onları elde edebilirsin. Başarın yalnızca sana fayda eder. Bizi de mutlu eder. Hayatta her zaman kendinle yarış. Kimseye birşey ispatlamak zorunda değilsin. Hayal kurmaktan korkma yavrum. Unutma hayatını hayallerin şekillendirecek. Çalışmak sana zor geliyor olabilir, anlıyorum. Fakat iyi bir insan olmanın hayatta başarabileceğin en güzel şey olduğunu unutma."

Doğru yaklaşım nedir ?

Doğru yaklaşımların başında çocuğunuza ne anlattığınız gelmez. Çocuklarınıza gösterdiğiniz "Takdir ve Onay" gelir. Ardından kendi başarılarınız gelir. Çok başarılı biri değilseniz muhtemelen çocuklarınızda sizin yürüdüğünüz yolda yürüyecektir. Fakat ben başaramadım o başarsın diyorsanız, onun arkasında değil, yanında olun. Unutmayın, bir aslan yavrusunu hayata hazırlarken, git filanca yerde sessizce bekle, boynuzu olan kahverengi renkli hayvanların üstüne atla, gırtlağını bul, güçlü ısır falan demez. Gider onunla birlikte ondan istediği şeyi yapar. Bu insanoğlunun yaşam savaşında da böyledir. Motivasyon aileyle başlar. Sizin onunla birlikte atacağınız adımlar, onun adımlarını güçlendirecektir.


Çocuğun ailesi için birşey yaptığını düşünmesiyle, kendi için birşey yaptığını düşünmesi arasında fark vardır. Kendi için çalıştığını fark eden çocuk azimlenir. Başkalarıyla kıyaslanarak yetiştirilen çocuk ise hırslanır ve bir süre sonra da azmin değil kompleksin etkisiyle hareket etmeye başlar. Kompleks eseri de olsa başarılı olabilir fakat psikolojik açıdan sağlıklı olması beklenemez. Çünkü çevresiyle sürekli rekabet halinde olan insanlar, kendisiyle rekabet halinde olan insanlara göre daha yalnızdırlar. Yalnızlıkları, egolarından kaynaklıdır. Bu yüzden de giderek kibirli, asabi, rekabetçi ve doyumsuz bir hal alırlar. Unutmayın ki buraya rekabete ve çekişmeye değil, gelişmeye, olgunlaşmaya ve özgürleşmeye geldik.


Saygılarımla.


Psk. Hasan Cemre Aslıhak




bottom of page